PAR ile başlayan K ile biten kelimeler

Başında PAR harfleri bulunan ve K ile biten 52 adet kelime bulunuyor.

Harf Sayısına Göre Kelimelerin Sıralaması

17 Harfli Kelimeler

Parayıesirgememek

16 Harfli Kelimeler

Paralelleştirmek

14 Harfli Kelimeler

Parametrelemek

13 Harfli Kelimeler

Parazitlenmek, Parmaklayarak

12 Harfli Kelimeler

Parasempatik, Paraşütçülük, Parıldayarak, Parlaklaşmak, Parsellenmek, Parselletmek

11 Harfli Kelimeler

Parafelemek, Parçalanmak, Parçalatmak, Parfümcülük, Parıldatmak, Parkeletmek, Parlatılmak, Parmaklamak, Parsellemek, Partileşmek, Partizanlık

10 Harfli Kelimeler

Paraflamak, Paralanmak, Paralatmak, Paralellik, Parametrik, Parasızlık, Parazitlik, Parçacılık, Parçalamak, Parıldamak, Parkecilik, Parkelemek, Parlayarak, Particilik

9 Harfli Kelimeler

Parabolik, Paralamak, Paralitik, Paralojik, Paranoyak, Parelemek, Parkçılık, Parlaklık, Parlatmak, Parmaklık

8 Harfli Kelimeler

Parçacık, Parlamak

7 Harfli Kelimeler

Paralık

6 Harfli Kelimeler

Parlak, Parmak

4 Harfli Kelimeler

Park

Bazı PAR ile başlayan K ile biten kelimelerin eş anlamlıları

paralamak : parçalamak
paralanmak : didinmek
paralelleştirmek : koşutlaştırmak
paralellik : koşutluk, benzerlik, muvazat
paralitik : inmeli
parametrik : parametreli
parasızlık : meteliksizlik, müzayaka, uyuzluk, züğürtlük
parayıesirgememek : elini oynatmak
parazitlenmek : radyo
parazitlik : asalaklık
parçacık : elektron, proton, partikül, kırıntı, aygıtçık, duman
parçalamak : balta vurmak, bölmek, hurdahaş etmek, kesip biçmek, kesmek, lime lime etmek, paralamak, pârelemek, sebf, sındırmak, şakketmek
parçalanmak : didinmek, çözülmek, rezili çıkmak, sınmak, turşusu çıkmak, un ufak olmak
pârelemek : parçalamak
parıldamak : gelişmek, yükselmek, balkımak, çakmak, ışıldamak, yalabımak, yanmak, yıldıramak
parıldatmak : ışılatmak, ışıldatmak
parıldayarak : parıl parıl

Bazı PAR ile başlayan K ile biten kelimelerin Sözlük anlamları

paralatmak :

TDK:

-i, -e Paralama işini yaptırmak veya paralanmasına sebep olmak

parlak :

TDK:

1. sıfat Parlayan, ışıldayan
"Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." - H. E. Adıvar

2. Temiz ve ışıklı
"Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı / Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı" - F. N. Çamlıbel

3. Göze çarpacak kadar başarılı
"Birinci İnönü Harbi ni parlak bir zaferle kazandık." - A. Gündüz

4. Yüzü güzel (oğlan)

parlatmak :

TDK:

1. -i Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak
"Derdini anlayan birini bulmak sevinci küçük gözlerini parlatmıştı." - H. E. Adıvar

2. nsz İçki içmek
"Piyaz, köfte, yarım şişeyi parlatayım, dedim." - M. İzgü

3. nsz Güzel, etkili, alışılmamış söz söylemek

4. Birini gereğinden fazla övmek